20 Eylül 2011 Salı

BENZERSİZ BİR MANEVRA KABİLİYETİNE SAHİP ELLER


İnsan vücudu tam anlamıyla kusursuz bir sisteme sahip olarak yaratılmıştır. Bu sistem düşünebilen ve öğüt alabilen insanlar için çok önemli delillerle doludur. Bu delillerin yaratılış amacı ise insanı düşünmeye teşvik etmektir. Çünkü her insana dünyada yaşaması için belli bir süre verilmiştir. Bu sürenin ne zaman biteceği ve ne zaman ölümün geleceği ise herkes için bir bilinmezdir. Allah tarafından herkes için ayrı ayrı belirlenmiş olan bu kısa süre içinde pek çok detayla karşılaşan insan çoğu zaman Allah'ın özel olarak yarattığı bu delilleri düşünmeden üzerinden geçer. Oysa insana düşen kendisine tanınmış olan sınırlı süre içinde gördüğü herşeyden öğüt alıp düşünmektir. Çünkü ancak bu düşünmenin sonucunda, insan Allah'ın benzersiz yaratışını görebilir ve Allah'ın gökten yere herşey üzerindeki hakimiyetini takdir edebilir. Allah insanın kendi yaratılışını düşünmesi gerektiğine bir ayetinde şöyle dikkat çekmektedir:
İnsan, önceden hiçbir şey değilken, gerçekten bizim onu yaratmış bulunduğumuzu düşünmüyor mu? (Meryem Suresi, 67)
İnsanın günlük yaşamında hiç düşünmeden yaptığı pek çok hareket vardır. Bunları yaparken ne bir ayarlama yapar, ne de nasıl yapacağını düşünür. Örneğin bir bardağı almak için uzandığımızda hiç düşünmeden elimizi uzatırız ve bardağı yakalarız. Yemek yerken çatalı hiç düşünmeden ağzımıza götürebiliriz. Kitap okurken sayfaları kolayca kavrar ve kağıdı yırtmadan çevirebiliriz. Giyinirken, araba kullanırken gerekli olan çabukluğu göstermekte hiç zorlanmayız. Çalışma hayatımızda hiç sıkıntı çekmeyiz. Kısacası yaşamımızın her anında ellerimizi hiç düşünmeden istediğimiz gibi kullanırız. Bunlar günlük yaşamda ellerimizi kullanarak yaptığımız hareketlerden sadece bir kaç tanesidir. Hiç düşünmeden, herhangi bir ayarlama yapmadan yaptığımız bu işlemler sırasında gerçekte elimizde son derece kusursuz bir sistem işlemektedir. Bu öylesine benzersiz bir sistemdir ki, işlediğini hissetmeyiz bile.

BALIKLAR YÖN BULMAK İÇİN HANGİ ŞİFRELERİ KULLANIYORLAR?


Yüce Allah tüm canlıları kendilerine özel sistemlerle birlikte yaratmıştır. Bu özel sistemlerden biri de balıklarda bulunan yanal çizgi sistemidir. Peki teknolojiye de ilham kaynağı olan bu sistem niçin yaratılmıştır? Nasıl çalışır ve teknolojideki kullanım alanları nelerdir?

Balıklar için Yüce Allah tarafından özel olarak yaratılmış olan ve Rabbimiz’in detay sanatına delil oluşturan yanal sistem, balığın başından kuyruğuna kadar iki yanında uzanan bir hattır. Bu düzgün hat boyunca alıcı hücreler veya “nöromast” adı verilen yapılar sıralanır. Derinin hemen altında bulunan nöromastlar, özel yaratılışı sayesinde balığı dış dünyadan gelen etkilere karşı uyarır. Nitekim yapılan bazı deneyler, kuyruk bölgesine çok hafif su çarpıldığında bazı balıkların kaçma hareketi gösterdiklerini ortaya koymuştur. Ancak yanal çizgi sistem siniri kesilince balık kaçma gibi bir tepki göstermemektedir.

Özel ve Detaylı Bir Yaratılış Örneği: Nöromastlar

Nöromastlar, hemen derinin altında bulunan mukus sıvısı ile kaplı bir kanal içinde bulunurlar. Bu kanal derideki ya da pullardaki delikler vasıtasıyla suyla bağlantı kurar. Nöromastlardan gelen uyarılar kanala paralel bir şekilde yerleştirilmiş olan sinire bağlıdır. Nöromastlar aslında “sil” adı verilen özel tüy topluluğundan oluşur. Bu tüyler yine özel olarak yaratılmış jelimsi bir madde ile kuşatılmışlardır. Kanaldaki mukusun hareketi, bu jelimsi maddenin ve dolayısıyla nöromastlardaki sillerin bükülmesine sebep olur. Siller de çevresel etkiden kaynaklanan uyarıyı beynin algılayacağı elektrik sinyallerine çevirir. Elektrik sinyali, nöromastlar için özel olarak yaratılmış hatlar boyunca beyne iletilir. Bu bilgi beyinde değerlendirilir ve uyarıya uygun bir şekilde hareket edilmesi emri verilir.

DOĞADAKİ BENZERSİZ SİSTEMLER


Bilim adamları her geçen gün doğada keşfettikleri benzersiz yapılar ve sistemler karşısında hayrete düşmekte ve bunlara duydukları hayranlığı insanlık yararına yeni teknolojiler üretmek için kullanarak göstermektedirler. Doğada var olan mükemmel sistemlerin, uygulanan olağanüstü tekniklerin insanoğlunun akıl ve bilgisinin çok üstünde olduğunun, mevcut problemlere benzersiz çözümler sunduğunun farkına varan bilim adamları, artık senelerce uğraşarak çözüm getiremedikleri pek çok konuda doğadaki tasarımların yardımına başvurmaktadırlar. Bunun sonucu olarak da kısa zamanda, başarılı sonuçlar elde etmeleri mümkün olmaktadır. Ayrıca doğanın taklidi ile birlikte bilim adamları gerek vakit ve emek açısından, gerekse maddi kaynakların isabetli kullanılması bakımından da çok önemli kazançlar sağlamaktadırlar.
Doğadaki tasarımların üstünlüğünün kabul edilmesi ile birlikte, kuşkusuz evrimciler yeni bir hayal kırıklığı, yeni bir umutsuzluk yaşamışlardır. Çünkü evrimcilerin, canlıların zaman içerisinde basitten komplekse doğru bir gelişim içinde oldukları ve bu canlılardaki tasarımların da tesadüf eseri oluştukları yönündeki bilim dışı iddialarının geçersizliği bir kez daha ispatlanmıştır. Ayrıca şimdiye kadar tasarımlarına hayranlık duydukları, benzersiz sanatını, ilmini ve aklını takdirle övdükleri gücün tesadüfler olamayacağını, bunların ancak çok üstün Yaratıcımız'ın eseri olabileceğini istemeyerek de olsa kabul etmek durumunda kalmışlardır.

BİYOMİMETİK NEDİR?




Janine Benyus ve yazdığı "Biomimicry" isimli kitap.
Gerek biyomimetik, gerekse biyomimikri doğadaki modelleri inceleyen, sonra da bu tasarımları taklit ederek veya bunlardan ilham alarak insanların problemlerine çözüm getirmeyi amaçlayan yeni bilim dallarıdır.
Biyomimetik, insanların doğada bulunan sistemleri taklit ederek yaptıkları maddelerin, aletlerin, mekanizma ve sistemlerin tümünü ifade eden bir terimdir. Doğadaki tasarımlar örnek alınarak yapılan aletlere, özellikle nanoteknoloji, robot teknolojisi, yapay zeka (AI), tıbbi endüstri ve askeri donanım gibi alanlarda kullanılmak için gerek duyulmaktadır.
Biyomimikri, ilk defa Montanalı bir yazar ve bilim gözlemcisi olan Janine M. Benyus tarafından ortaya atılmış bir kavramdır. Türkçe karşılığı "biyotaklit" olan bu kavram, daha sonra pek çok kişi tarafından yorumlanmış ve uygulamaya geçirilmiştir. Biyomimikri hakkında yapılan yorumlardan biri şöyledir:
Biyomimikrinin ana teması doğadan model, ölçü ve akıl olarak öğrenecek çok şeyimiz olduğudur. Bu araştırmacıların ortak noktası, doğadaki tasarıma saygı göstermeleri ve insanların karşılaştıkları problemlerin çözümünde bunları kullanarak ilham almalarıdır. ( http://www. biomimicry. org/reviews_text. Html)
Ürün kalitesini ve verimini artırmada doğadan faydalanan şirketlerden biri olan Interface'in ürün stratejisti David Oakley de biyotaklit konusunda şunları söyler:
Doğa, benim iş ve tasarım konularında akıl hocam, yaşam tarzım için bir model. Doğanın sistemi milyonlarca senedir çalışıyor… Biyotaklit, doğadan öğrenmenin bir yoludur. (http://www.bfi.org/trimtab/spring01/TrimtabSpring01.pdf)
Nitekim bilim adamları hızla yaygınlaşan bu fikri benimsemişler, önlerindeki benzersiz ve kusursuz modelleri örnek alarak çalışmalarına hız kazandırmışlardır. Özellikle endüstri alanında doğadaki gibi uygun hammaddeler ve ekonomik sistemler geliştirmeyi amaçlayan bilim adamları ve araştırmacılar, şimdi el birliğiyle doğayı nasıl taklit edeceklerinin yollarını araştırmaktadırlar.